
13 Şubat 2011 Pazar
Tatil Köyü Denen Labirent
Tatil köyü ne saçma şey lan.Resmen ye,iç,s*ç tekniği üzerine kurulu.Ha bir de yüz var.Ama Türk kadınları genelde Eda Taşpınar'ı örnek aldığından danalar gibi yatıyorlar plajda.Hayır bir de neden dana dedim.Çünkü bizim ülkede solaryuma çok para veren yok ki,herkes yani orta halli kesim en azından doğal yollarla bronzlaşmaya çalışıyor!evet yalnızca çabalıyorlar çünkü %99'u alacalı dana kıvamında geziyor tatilden sonra.Tatil köyü denen zırva yer insanı emin ol tembelleştiriyor.Bir kere her şey elinin altında ve bunların parasını peşinen ödediğinden ister istemez hepsini bir sömürme,bir yağmalama isteği oluşuyor.Biz ki sabunları,kapı kollarını,havluları,bornozları vs.vs.vs söküp getirmiş milletin evlatlarıyız zorlamamak lazım bir yerde.Bir otel müdürü demişti Araplar yatağın altında ki halıyı kesip götürüyorlarmış.Neyse ki biz daha o kadar ilerlemedik.Ama aynı zaman da tatil köyünde dinlenmek diye bir kavram da yok.Sürekli bir yere yetişme,bir şeyler yeme,spor salonuna,saunaya girme,masaj yaptırma vs.vs.vs.lerle uğraşıyorsun.Normal hayatında asla yapmadığın ve paraya kıyıp asla ama asla yapmayacağın şeylerle geçiyor günün.Sürekli bir telaş sürekli bir yerlere yetişme.Lan hani tatilin amacı dinlenmekti.Ne işim var trekingte,b.jumpingte.Tötümün altında pire mi var da kıvıl kıvıl yerimde duramıyorum.Aile fertlerinin desen yüzünü görmek imkansız.Her yaş seviyesine hitap eden abuk subuk aktivitemsi şeylerin peşinde koşup duruyorlar.Şöyle güneşin bir tadını çıkaramıyorsun.Bir kere tatil köyünde animatör denen bir yaratık var.Başa çıkmak imkansız.Mübarek fukara sümüğü gibi yapıştı mı bırakmıyor."Aaaa ama sizsiz olmaz hadi geliinğğğ"ler mi istersin "Bakın çokğğ eğlenicez"ler mi istersin.İ*ne öyle bir muamele yapıyor ki sanki ben cumhurbaşkanıyım katılmazsam resepsiyon gerçekleşemeyecek?Kollardan çekmeler,havuza itmeler bir yılışıklık bir samimiyet.Hımm bir de akşam yemeklerinin saatle olması fena sanane kardeşim canım ne zman isterse yerim.Bir de akşam yemeğine falan hanımlarda elbise zorunluluğu olan yerler falan var.Elbise giymeyi feci severim.Pantolonum yok gibidir.Ama böyle yerlerde gıcıklığına canım pantolon giymek istiyor.Ters tepme olayı işte.Zaten tatil köyüne gittim mi hiçbir yeri görmüş olmuyorsun ki,o otelden çıkmıyorsun zaten.Labirentteki fare gibi dön dolaş hep lobide buluyorsun kendini.Kuzenim misal 10 küsur kere gitti Antalya'ya.Lan soruyorum hiçbir yeri bilmiyor.noldu Antalya'ya mı gitmiş oldu şimdi.Yalova'ya Termal'e fln gitseydin dedim.Otelden çıkmıyorsun madem.O kadar yol gitmeye hacet yok.Resmen Allah'ın binasına para veriyor millet.Herkeste bir spor aşkı,yok bu otelde Çin lokantası var,yok bu gece İtalyan'a gidelim.Ve işin komiği bu kadar zevk sefa düşkünü insanlara kışın gel Sarıyer börekçisine gidelim desen gitmez.Neden çünkü koca sene çalışır yapmadığı ve asla yapmayacağı aktivitelerle dolu otele sadece 1 hafta gitmek için para biriktirir.Böyle yerlerden cidden nefret ediyorum.Keza doğayı da katlettiler zaten her yer özel mülk oldu.En güzeli ne biliyor musun alıcaksın sırt çantanı koyucaksın içine iki pırtı,alıcaksın yanına iki kafadar insan basıp sahillere,ama gerçek sahillere -yapay değil-gideceksin.Olympos olur mesela,Patara,Geyikli,Küçükkuyu..vs.vs.vs.Bir gün bir arkadaşım demişti."Sahillere gidelim.Hayat orada!!"diye.Harbi doğru hayat orada..Hem de nasıl orada...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder